FITO B
FITO B, Burgazada Büyük Çam Mevkii’nde Organik Permakültür Sebze Bahçesi
Mayıs 2023’te Hollandalı sanatçı Koenraad Marinus van Lier, Aya Nikola mahallesinde 7 yıl yaşadıktan sonra Burgazada’da Büyük Çam Mevkii’nde bir daireye taşındı.
Apartman bloğunun altında, 30 yılı aşkın süredir bakımsız kalmış terk edilmiş bir bahçe vardı. Koenraad bahçeciliğe olan tutkusu nedeniyle burayı temizleyip canlandırmaya ve meyve-sebze yetiştirmeye girişti. Büyük Çam Mevkii ve aşağıdaki vadi bir zamanlar meyve bahçeleri ve bostanlarla doluydu. Ancak toprak plastikler ve inşaat atıkları gibi pek çok molozla kirlenmişti ve her yerde yaklaşık 1,5 metreyi bulan yabani otlar vardı. Bu yüzden öncelikle yabani otların temizlenmesi ve toprağın arındırılması gerekiyordu. Ardından yavaş yavaş toprak iyileştirmek için kompost ve topladığı at gübresi ile gübre eklemeye başladı ve sebzelerle küçük meyve ağaçları dikti. Ayrıca yapraklar, mutfak artıkları ve karton gibi kompostlanabilir malzemelerden kendi kompostunu yapıyor.
Bahçede budanmaya muhtaç birkaç yaşlı erik ağacı vardı; kuru ve hastalıklı dallarla doluydu. Ayrıca güzel bir defne, bir zeytin ve bir yenidünya ağacı bulunuyordu. Permakültür bahçesi olduğu için hiçbir şey ziyan olmuyor; budanan dalları tırmanıcı sebze ve çiçeklerin üzerine sarılacağı kafesler yapmakta kullandı.
Buna “dikey bahçecilik” deniyor. Eğer küçük bir araziye sahipseniz, fasulye, kabak, salatalık, üzüm gibi sebze ve meyvelerin veya hanımeli gibi çiçeklerin büyüyebilmesi için tahta çubuklar, bambu ya da esnek PVC borularla kafesler kurmayı düşünebilirsiniz. Böylece bitkiler yerden yükselir, toprağa temas etmez ve hastalık ya da zararlı böceklerden etkilenme riski azalır. Ayrıca mevcut alan en verimli şekilde kullanılır, gölge alanlar yaratılarak güneşi sevmeyen sebzeler korunur. Yazın meyve ve sebzeleri daha kolay toplamanızı sağlayan yeşil tüneller de oluşur.
Fotoğraflardan da görülebileceği üzere yoğun dikim tekniği kullanıyor; bahçecilikte “cottage garden” (köy bahçesi) olarak bilinen tarz. Bu tarz; geleneksel malzemeler, yoğun dikim, yenilebilir ve süs bitkilerinin karışımıyla daha organik ve doğaya yakın bir görünüm yaratır. Koenraad ise çoğunlukla yenilebilir bitkiler tercih ediyor. İngiliz kökenli bu yaklaşım, doğayı taklit etmesiyle Fransızların daha düzenli, simetrik peyzaj bahçelerinden ayrılır.
Pestisit kullanılmadığı için yoğun dikimin avantajı da büyük: yabani otlara neredeyse hiç yer kalmıyor. Açık alanlar bırakıldığında doğa kendiliğinden oraları ot veya çimenle doldurmaya çalışır; bu da sürekli ot temizliği ya da ilaçlama gerektirir. Ayrıca hiçbir şeyin büyümediği yerlerde toprak daha hızlı kurur.
Bahçedeki tüm bitkiler tohumdan veya çelikle çoğaltılarak yetiştirildi, hiç hazır fide veya bitki satın alınmadı. Güçlü kokulu limonlu itır, biberiye ve lavanta gibi bitkileri çoğaltıp dikti; bunlar hem zararlı böcekleri uzaklaştırıyor hem de arıları çekiyor. Ayrıca lahanagiller ve ıspanak arasına bolca soğan ve sarımsak dikiyor.
Fesleğen, nane, kekik ve mercanköşk gibi birçok şifalı ot yetiştiriyor. Aynı zamanda arıları cezbeden ve en iyi tozlayıcılar olmalarını sağlayan kadife çiçeği, sabah sefası ve Latin çiçeği gibi çiçekler de kullanıyor.
Yaz aylarında biber, domates, kabak, bal kabağı, salatalık, pancar, roka, dereotu ve çeşitli fasulyeler yetiştiriyor. Rüzgâr sayesinde doğal olarak ebegümeci ve eşekmarulu da çıkmış.
Bahçede su kaynağı olmadığı için, kendisine yağmur suyunu kullanmasına izin veren komşusunun sarnıcından faydalanıyor. Bu da suyun içinde klor veya kimyasal bulunmaması açısından avantajlı.
Şimdi, taşınmasının üzerinden 2 yıl geçtikten sonra, o bakımsız ve kirli arazi; canlanan toprağı, sebzeleri ve meyveleriyle yemyeşil bir bahçeye dönüştü.
Voltaire’in dediği gibi: “İnsan kendi bahçesini yetiştirmelidir.”